ABD’de tutuklanan işadamı Reza Zarrab’ın eşi ünlü şarkıcı Ebru Gündeş tüm teklifleri reddederek sadece Mandıra Times’a konuştu…
Gündeş, oturduğu koltuğun düğmesine basarak, Mandıra Times muhabirine, “Seni seçtim” dedi…
Gündeş yaptığı açıklamada, “Çocukken babam bizi özel jeti ile parka götürürdü, o zamanlar arkadaşlarım bana “Richy Rich” diye çağırırlardı… Onlar çok fakir olduğu için bunu olgunlukla karşılardım… Çoğu insan beni overlogcu sanırdı, oysa overlog fabrikası babama aitti, fakirler üzülmesin diye fabrikada işçi rolünü oynardım…
Reza ile tanıştıktan sonra ona “yatın, katın, uçağın, ayakkabı kutun ve jetin var mı?” diye sordum, “Hallederiz” dedi… Çok mutlu bir evlilik yaptık, parada, pulda gözüm yoktu, şöhret desen göbek adım ama uçaksız yapamam…
Özel uçak benim yaşam tarzım, iyi binerim, güzel uçarım… Hem pilot, hem hostes, hem de yolcu rolünü tek başıma oyanayabilirim… Doğuştan yetenekliyim, napiim, kaderim bu…
Son olarak Reza ile Amerikaya uçtuk, uçağı ben kullandım, el freni takılınca Reza panik yaptı, ona “Fasten your seat belt” dedim, “Haa?” dedi… Öküz olduğu için tabi ki de anlamadı…
İnişe geçtik ki iniş o iniş, bir daha da düzelemedik, havaalanında Efbiay bekliyordu, “Bu ne Reza?” dedim, “Arkadaşlar hamamcı canım, beni terletmeye götürecekler” dedi…
Bana dediler ki “Sen git”, uçağın yağını, suyunu kontrol ettikten sonra saçlarıma fön çektim sonra da havalandım… Türkiye hava sahasına kadar uçağı otomatik pilot Mois kullandı, ben de ona servis yaptım…
Türk hava sahasına girince Mois müslüman olmadığı için uçağı ben devraldım, aynalarımı kontrol ederek birinci vitesi attım ki yerdeyiz… Havaalanında polis bizi bekliyordu, Reza’yı sordular, “Hamamda” dedim… O zaman uçağa el koyacağız dediler, ağladım…
Komisere “Ben uçaksız yapamam, beni vur, uçağımı alma” dedim, “Hastir lan” dedi, gücendim… O gücenme ile Belgrad ormanlarına kadar koştum, baktım karşıdan Nuri Alço geliyor, koşup ona sarıldım, “Merek etme Ebru, çantamda gazoz var, hallederiz” dedi, inandım…
Gazoz da Uludağ gazozuymuş, birden efsane oldum, yerde yatırken avuç içlerim ile kuru yaprakları sıktım. Nuri “Napıyon lan?” dedi, “Uçak istiyorum Nuri” dedim… “Ben seni uçururum yavrum, uçağa gerek yok” dedi, yıkıldım…
Sonuç olarak Türk adaleti uçağımı almasaydı, iyiydi… Beni siz yarattınız, alkışlarınız için teşekkür ederim…
Mandıra Times muhabirinin, “Hiç üzülmediniz mi?” sorusuna Gündeş, “İçim kan ağlıyor” diye cevap verdi..
“Bu nasıl hikaye bamma?” sorusuna ise, “Düş gördüm ayol, hadi ben kaçtım, çavvvvv” diye cevap veren Ebru Gündeş, binip gitti…
Ebru Gündeş’in ünlü şarkısı “Demir Attım Yalnızlığa” şarkısını ise “Körük Yanaştırdım Uçağa” diye değiştirdiği de iddia edildi…
Uçaksız bir köşede, aprondan uzak
First Class’sız yarınlara terk edilmişim
Yalanmış, pilotlar tuzakmış
Hayret yanılmışım, uçaksızım şimdi
Oysa uçmayı hayal etmiştim
Boarding kartların aşkları yalanmış
Yalan
Jetimin inişi, kalkışı farksız
Nasıl yaşanmıyorsa, yaşayamadım ben uçaksız
Körük yanaştırdım ben uçağa
Hostesleri dizdim kol kola
Ve şimdi hayallerim FBI’a takıldı
Kayıp bagajım var, valizlerim nerede?
Şöyle bir rüşvet verip alamadım uçağı
Uçaksız naaparım ben, sıkamadım kuşağı
Yalanmış ayakkabı kutuları,
Uzak benden uçak dergileri
Boşa beklemişim havaya bakıp
Sessiz hava alanına umutlar ekmişim
Ferrari avuttu, gördüğüm uçurtmaymış